• Yassı kemiklerin en büyüğüdür.
• Cranio dorsalini os ilium, cranio ventralini os pubis
ve caudo ventralini os ischii oluşturur.
• Sağ ve sol yanın os pubis ve os ischii’leri orta
çizgide birbirleriyle birleşerek symphysis pelvis
isimli leğen kaynaşmasını oluştururlar.
• Symphysis pelvis’in os pubis’ler arasındaki bölümü
symphisis pubica, os ischii’ler arasındaki bölümü
sympysis ischiadica olarak bilinir.
• İki tarafın os coxae’larının birleşmesiyle oluşan
müşterek kemik ossa coxae’dır.
• Symphisis pelvis’in kaynaşması gençlerde
kıkırdaksal (syncondratic), yaşlılarda kemiksel
(synostatic) bir yapı gösterir.
• Doğum anında bu bağlantı doğum hormonlarının
etkisiyle gevşer.
Acetabulum:
• Os coxae’yi oluşturan üç kemiğin corpus’larının birleşme yerlerinin alt yüzünde
gelişmiştir.
• Yarım küre veya çanak tarzında içi eklem yüzü kaplı bir çukurluktur.
• Şekli uyluk kemiğinin başını içine alacak tarzdadır.
• Eklem yüzü ile kaplı bölümüne facies lunata, dibindeki pürüzlü sahaya fossa
acetabuli denir.
• Dışa ve geriye yönelik incisura acetabuli denilen bir çentikle bölünmüştür.
• İncisura acetabuli equus ve carnivor’larda geniş, sus ve ruminant’larda dardır.
Os ilium :
• Os coxae’nin craniodorsalinde yer alır.
• Gövde iskeletine(sacrum) bağlanan bölümdür.
• Corpus ossis ilii ve ala ossis ilii olmak üzere iki ana
bölümü vardır.
Corpus ossis ilii
• Kemiğin diğer kalça kemikleri ile birleşen bölümdür.
• Üç kenarlı bir görünüm arz eder.(dorsal- lateral
medial)
• Ventrali acetabulum’un, dordal’i spina ischiadica’nın
oluşumuna katılır.
• Spina ischiadica’dan ala osis ilii’ye doğru uzanan
çentiklenme incisura ischiadica major’dur. • Acetabulum’un yakınında corpus’un ventral yanın iç
ve dış tarafında yer alan çukurlar area medialis ve
lateralis musculi recti femoris adını alırlar.
Os ilium (Ala osis ilii)
• Kemiğin ön ve dorsalinde kalan ince ve geniş olan kanat şeklindeki bölümüdür.
• Craniodorsal, dorsomedial ve ventrolateral olmak üzere üç kenarı bulunur.
• Crista iliaca (1-2/5) adı verilen craniodorsal kenar sus ve carnivor’da konveks ve
küt, equus ve ruminan’da konkav ve keskindir.
• Cranidorsal kenarın dorsomedial kenarla birleştiği iç köşelenmeye tuber sacrale (1/3)
veya spina iliaca dorsalis, ventrolateral kenarla birleştiği dış köşelenmeye tuber
coxae (1/1) veya spina iliaca ventralis denir.
• Tuber coxae labium externum ve internum diye iki çıkıntı halindedir.
• Carnivor ve k. ruminant’larda tuber coxae ventrale bir çentikle spina alaris oluşturur-
ken tuber sacrale ise aynı türlerdebir çentikle ikiye ayrılmıştır
• Dorsomedial kenar, tuber sacrale’den aşağıya doğru inildiğinde kemerleşerek incisura
ischiadica major (1/6) isimli büyük bir çentiklenme yapmıştır.
• Incisura inciatica major’un(1/6) alt sınırında equus ve carnivor’da alçak ve küt, sus
ve ruminant’ta yüksek ve keskin spina ischiadica(1/7) isimli bir kemik çıkıntısı yeralmıştır.
• Ala’nın ventrolateral kenarı corpus üzerinde aşağıya ve mediale doğru keskinleşerek
pubis’e kadar uzanan crista iliopectina veya linea arcuata’yı (2/7) oluşturmuştur.
• Crista iliopectina’nın carnivor hariç, ortasında oluşan çıkıntıyaadı tuberculum psoadicum
veya tuberculum musculi psoas minoris (2/8). denir.
• Ala osis ilii’nin dış yüzüne facies glutea adı verilir ve bunun üzerinde carnivor’larda birkaç,
diğerlerinde bir adet linea glutea(1/5) isimli kas yapışma çizgisi bulunur.
• Ala osis ilii’nin iç yüzüne facies sacropelvina denir. Bunun lateral bölümünde facies iliaca (2/5)
denen düz bir saha ile, medialinde tuberasitas iliaca (2/4) denen pürüzlü bir kabartı görülür.
• Tuberasitas iliaca’nın üzerinde yer alan kulak şeklindeki alan facies auricularis’tir (2/6) ve bu
yüzey sacrum’un facies auricularis ile eklemleşir.
• Equus: Ala osis ilii yere yatay, planum medianum'a dik durur. Linea glutea ala'nın dış
yüzünü ortalar. Crista iliaca çok az iç bükeydir. Tuber coxae ortasından basık dikdörtgeni
andırır. Tuber sacrale, dorsal'e bükük ve tek parçalıdır. Spina ischiadica alçak ve küttür.
• Ruminant: Ala osis ilii bos’ta yere yatay, planum medianum'a diktir. K. ruminant’larda
yere ve orta düzleme eğik durur. Linea glutea alt kenara yakındır. Crista iliaca iç bükey ve
keskindir. Spina ischiadica yüksek ve keskindir. Küçük ruminant'ta tuber coxae ve tuber
sacrale iki parçalıdır. Ala dorsalateral'dir.
• Carnivor: Ala osis ilii yere dik, orta düzleme paralel ve facies glutea lateral'e yönelik durur.
Crista iliaca konveks ve şişkin kenarlıdır. Tuber coxae ve tuber sacrale tam belli olmamakla
beraber ikişer dikensi çıkıntı halindedir. Spina ischiadica alçak ve küttür.
Os pubis:
• Os coxae’nin cranioventral’inde bulunur.
• Corpus(b), ramus cranialis(b’) ve ramus caudalis osis pubis(b’’) olmak üzere üç kısımdan oluşur.
• Corpus ossis pubis acetabulum’un(b) oluşumuna katılan ve diğer kalça kemikleriyle birleşen bölümdür.
• Ramus cranialis osis pubis (b’), corpus’tan orta düzleme doğru uzayan bölümdür.
• Ramus caudalis ile dik açı yaparak birleşir ve foramen obturatm’un cranial sınırını yapar.
• Keskin ve hafifçe çöküntü yapan ön kenarına pecten osis pubis (1/9) denir.
• Pecten osis pubis’in corpus’a bakan yan bölümündeki kabartıya eminentia iliopubica (1/8) denir.
• Equide’de bu bölümün alt yüzünde sulcus ligamenti accesorium femoris isimli bir oluk bulunur.
• Ramus caudalis osis pubis (b’’), orta hat üzerinde ramus cranialis’ten geriye uzanan bölümdür.
• Diğer tarafınki ile birleşerek symphysis pubica’yı oluştur. Birleşme yerlerinin ön bölümünün üstünde ve altında
oluşan kabartılara tuberculum pubicum dorsale ve ventrale (12)
Os ischi:
• Os coxae’nin caudoventral bölümünü oluşturur.
• Corpus osis ischii(c) ve ramus osis ischi(c’)olmak üzere iki bölümü vardır.
• Corpus osis ischi kemiğin gövdesini oluşturur ve diğer kemiklerle bağlanan bölümdür.
• Acetabulum’un oluşumuna da katıldığından ramus acetabularis olarak da bilinir.
• Ramus osis ischi kemiğin diğer yanınki ile birleşen medial bölümdür.
• İki ramus ortada birleşerek symphysis ischiadica’yı oluştururlar ve bu nedenle bu
bölüme ramus symphysialis demek te mükündür.
• Symphysis ischiadica, symphysis pubica ile birleşerek symphysis pelnis’i yaparlar.
• Kemiğin geri tarafında yer alan geniş ve düz kısım tubula osis ischii adını alır ve for.
obduratorium’un caudalde iki yandan çevreler.
• Ramus üzerinde spina ischiadica’dan geriye doğru oluşan çökelti incisura ischidica
minor’dür.
• Tubula osis ischii’nin cauda lateralinde meydana gelen yumrulanmaya tuber
ischiadicum denir.
• Karşılıklı iki tubula’nın(c’’) caudal tarafta oluşturdukları arcus ischiadicus isimli
kemer dişilerde geniş erkeklerde dardır.(b’)
• Equus: Tuber ischiadicum iki çıkıntılıdır. Arcus ischiadicus geniş ve yayvandır.
• Ruminant: Tuber ischiadicum üç çıkıntılıdır. Arcus ischiadicus dar ve derindir.
• Sus: Tuber ischiadicum geriye ve yana doğru uzamış iki çıkıntıya sahiptir, arcus ischiadicus dar ve derindir.
• Carnivor: Tuber ischadicum tek çıkıntılıdır. Arcus ischadicus yayvandır.
Columna vertebralis, vertebra- omur denilen kısa kemiklerin ard
arda dizilmesi ile meydana gelmiştir.
Vucut eksenini oluşturur.
Beş gurup omurdan oluşur.
Vertebrae cervicales-boyun omurları
Vertebrae thoracicae-göğüs omurları
Vertebrae lumbales-bel omurları
Vertebrae sacrales-sağrı omurları
Vertebrae caudales-kuyruk omurları
Vertebrae cervicales (boyun omurları)
Bütün evcil memelilerde 7 tanedir.
Birinciyle ikinci dışında diğerleri (özellikle 3-5) birbirlerine benzerler.
Caput vertebrae çok çıkındılı, fossa vertebrae ise o oranda çukurdur.
Processus spinosus’lar kısa olmakla birlikte büyük ruminant’larda equide’lere göre daha
belirgindir.
Processus transversus’lar genellikle öne ve arkaya uzayan iki çıkıntı halindedir. Yalnızca
6. Omurda üç çıkıntılıdır.
7. Omur dışında bütün omurlarda foramen transversarium bulunur.
6. Omur dışında Crista ventralis iyice belirgindir.
7. Omur en kısadır ve fossa vertebralis’in iki yanında birer fovea costalis caudalis taşır ve
bu omurun proc. spinosus’u daha uzundur.
Atlas (birinci boyun omuru)
Corpus vertebrae kaybolmuş arcus dorsalis (1) ve
arcus ventralis’ten (2) oluşan bir halkaya
dönüşmüştür.
Proc. transversus yerine ala atlantis(3) gelişmiştir.
Ala’ların altında equide’lerde derin bos’ta daha
sığ olan fossa atlantis(11)oluşmuştur.
Proc.spinosus kaybolmuş yerine tuberculum
dorsale(4) şekillenmiştir
Crista ventralis yerine tuberculum ventrale(5)
şekillenmiştir
Halkanın önünde fovea articularis cranialis (7’),
arkasında iki adet facies articularis caudais (7)
şekillenmiştir.
Facies articularis caudais ‘lerin alt arasında dens
axis için fovea dentis (6) isimli bir çukurluk
şekillenmiştir.
Ala’nın ön köşesinde, fossa atlantis’e açılan delik
foramen alare ve bunun iç tarafında kanala
açılan delik foramen vertebrale laterale dir.
Carnivorlarda foramen alare yerini incisura
alaris’e bırakır.
Ala’nın arkasında yer alan delik
delik
foramen transversarium dur
(Ruminant’larda bulunmaz) Equus : Ala atlantis’ler ventrale doğru büyüdüğünde fossa atlantis çok derindir.
For. transversorium bulunur.
Ruminant : Bos’ta ala’lar yatay, ovis’te kenarları daha düşey , caprada yere paraleldir.
Her üçünde de for. transversorium bulunmaz. Sus : Atlasın genişliği uzunluğunun iki katıdır. For. transversorium ala’nın arka tarafına
doğru kaymıştır.
Carnivor : Kelebeğe benzer ala’lar yataydır. For. alaris incisura alaris’e dönüşmüştür.
Axis-ikinci boyun omuru-eksen)
Corpus’u en uzun olan boyun omurudur.
Corpus’un önünde dens axis’e(1)
dönüşmüştür.
Dens’in sivri olan ucuna apex dentis denir.
Densin alt yanları facies articularis cranialis
(1’) isimli eklem yüzleri ile kaplanmıştır.
Fossa vertebrae oldukça derindir.
Proc. articularis cranialis’ler bütün türlerde
bulunmaz. Bunların yerini facies articularis
cranialis’ler(1’) almıştır.
Proc. spinosus(4) ve crista ventralis(8)
belirgindir.
Ufak olan proc. transversus’lar(6) geriye ve
aşağıya yöneliktir.
Proc. transversus’lar corpus yakınında
foramen transversarium’lar(7) tarafından
delinmişlerdir.
İyi gelişmiş olan proc. articularis
caudalis’ler (5) üzerinde facies articularis
caudalis (5’) isimli yüzler yer alır.
İncisura vertebralis cranialis (2)
carnivorlarda iyi gelişmiş diğer türlerde
for. vertebrale laterale’ye (3)
dönüşmüşlerdir.
İncisura vertebralis caudalis bütün
türlerde mevcuttur. Equus : Dens’in ucu yuvarlak kürek şeklinde ve üstünde ters T harfine benzer bir kabartı
vardır. Facies articularis cranialisler bir çentikle ikiye ayrılmışlardır. Proc. spinosus
arkada ikiye ayrılarak proc. articularis caudalis’lere dönüşmüşlerdir.
Ruminant : Dens içi boş yarım silindiri andırır. Facies articularis cranialis’ler birbiriyle
geçişlidirler. Proc. spinosus tek parçadır. Proc articularis caudalis’ler mustakilen çıkarlar. Sus : Dens küt uçlu silindir biçimindedir. Proc. spinosus oldukça yüksektir ve önden
arkaya
doğru yükselerek horoz ibiğini andırır. Carnivor : Dens küt uçlu silindir biçimindedir. Proc. spinosus crista şeklindedir ve dens’in
ucuna kadar uzamıştır. Arka ucunun iki yanında facies articularis caudalis’ler yer alır.
İncisura vretebralis cranialis yerine for. vertebrale laterale gelişmemiştir.
3.-7. Vertebrae cervicalis
Klasik bir omurun bütün özelliklerini taşırlar.
Özellikle equide ve ruminantlarda caput vertebrae çok çıkıntılı, fossa vertebrae çok
çukurdur.
Uzunlukları diğer omurlardan fazladır. Sırt omurlarına doğru gidildikçe kısalırlar.
Dorsalden bakıldığında ruminantlarda kare equide’lerde dikdörtgen şeklinde görülürlr.
Sus dışındaki türlerde 3.-5. ye kadar olan omurlarda crista ventralis görülür.
Proc. spinosus’lar oldukça kısadır. Ruminantlarda equide’lere göre daha belirgindir.
Proc. transversus’lar genellikle öne ve arkaya iki çıkıntı halindedirler.
Altıncı omurun proc. transversus’u üç çıkıntı halindedir.(lamina ventralis)
Yedinci omur dışındakilerde for. transversorium bulunur.(canalis transversorius)
İncisura vertebralis cranialis ve caudalis’ler oldukça derindir ve buna bağlı olarak for.
intervertebralis lateralis’lerde geniştir.
Proc. articularis cranialis ve caudalis’ler oldukça gelişmiştir ve üzerlerinde öndekilerde
cranodorsale arkadakilerde caudoventrale yönelik eklem yüzleri yer alır.
Carnivor dışındaki türlerde özellikle sus’ta spatium interarcualia’lar oldukça geniştir.
Yedinci boyun omuru corpus’u en kısa, proc. spinosus’u en uzun olan boyun omurudur ve
fossa vertebra’nın üst yanlarında kaburgalar için birer adet fovea costalis caudalis bulunur.
Aynı omurun proc. transversus’u bir yumru oluşturacak kadar küçülmüştür. (tuberculum
dorsale)
Equus : Görünümleri dikdörtgen şeklindedir. Caput ve fossa vertebae’ler belirgindir.
Ruminant : Görünümleri kare şeklindedir. Caput ve fossa vertebae’ler belirgindir. Sus : Corpus’lar kısa , caput ve fossa vertebae’ler az belirgin, arcus’un eni boyundan geniş, spatium
interarcualia’lar geniş, crista ventralis gelişmemiştir. Proc. articularis cranialis’lerde incisura articularis
cranialis hizasında delikler bulunur.
Carnivor : Büyüklük olarak k. ruminant’larınkine benzer. Caput ve fossa vertebae’ler çok belirgin
değildir. Proc. articularis caudalis’lerin dorsal yüzünde birer proc. muscularis isimli kas yapışma
çıkıntıları bulunur. 7. Omurun caudelinde fovea costalis caudalis’ler bulunmaz.
Vertebrae thoracicae (göğüs omurları)
Sayıları 13-18 arasında değişir.
Corpus’ları ve proc. transversus’ları kısa, crista
ventralis küt, proc. spinosus’ları uzundur.
Geriye doğru uzunlukları artan corpus’ların alt tarafında
küt bir crista ventralis gelişmiştir.
Caput ve fossa vertebralis’ler düze yakındır.
Corpus’un ön ve arka üst köşelerinde kaburgalar için fovea
costalis cranialis ve caudalis isimli çukurlar bulunur
(Sonnuncuda sadece cranial olanı bulunur.)
For. vertebrae’ler geriyedoğru daralırlar.
Proc. spinosus’lar ilk omurlarda daha uzun, kuvvetli ve
geriye yöneliktirler. Göğüsün ilk yarımında uzunlukları
artar. Daha sonra geriye doğru alçalarak bel omurlarınki
düzeyine iner.
En yüksek proc. spinosus equide’de 4., ruminant ve sus’ta
3. omurunkidir ve regio interscapularis’e denk gelir.
Carnivorlarda ilk yedi tanesi aynı düzeydedirler.
Equus’ta 16., bos’ta 13. sus ve caprada 12., ovis ve
carnivor’da 10. omurun proc. spinosus’u en diktir ve buna
vertebra anticlinalis(diaphragmatica) denir.
Proc. spinosus’un üstünde tuberositas spinae isimli
bir yumru şekillenmiştir.
Kısa olan proc. transversus’lar üzerinde kaburgaların
tuberculumları için fovea costalis processus tranvarsi
isimli eklem çukurları bulunur.
Proc. articularis cranialis ve caudalis’ler
kaybolmuş yerine arcus’un ön ve arkasında
facies articularis cranialis ve caudalis’ler
şekillenmiştir. Öndekiler ile proc. transver-
sus arasında proc. mamillaris bulunur.
•Equus : 18 adettirler. Corpus vertebrae’leri kısadır. Proc. spinosus’ları dar ve
yüksektir. Serbest uçları kalın, kabarık ve arka kenarlarında birer çentik taşırlar. En
dik olanı 16. omurinkidır. Fovea costalis cranialis’ler geniş ve belirgindir. •Ruminant : 13 adettirler. Bos’ta corpus equus’a göre uzundur ve makaraya
benzer. Proc. spinosus’lar uzun, yassı ve geniştir. Arka kenarı ince ve keskindir. En
dik olanı 13. omurinkidir. Fovea costalis cranialis’ler sığ ve yayvandır. İncisura
vertebralis caudalis bir kemik köprüyle for. vertebrale laterale’ye dönüşmüştür. K.
ruminant’larınkiler büyüklük dışında bos’unkilere benzerler fakat for. vertebrale
leterale yoktur.
•Sus : Sayıları genellikle 14, bazen 15 adet olabilir. Corpus vertebrae uzun ve
yanlardan basıktır. Proc. spinosus’lar geniş ve yassı, ön ve arka kenarları keskindir.
Bunlardan en dik olanı 11. yada 12. omurunkidir. Proc. transversus’ların kaidesinde
for. vertebrale laterale dorsale ve ventrale isimli delikler bulunur. •Canivor : 13 adettirler. Corpus’lar kısa, proc. spinosus’lar ince ve dardır ve
uçları küttür. Proc. Spinos’u en dik olan omur 11. dir. Son 2-3 sırt omurunda proc.
accesorius bulunur.
Vertebrae lumbales (bel omurları)
Sayıları 5-7 arasında değişir.
Corpus vertebrae’lar boyun omurlarına göre daha
küçük ve kısa, göğüs omurlarına göre daha uzundur.
Caput ve fossa vertebrae’lar oldukça düzdür.
Crista ventralis son göğüs omurununki gibi küttür.
Arcus vertebrae, geniş ve yüksektir.
Proc. spinosus’lar, enli ve öne eğik ve son göğüs
omurinkinden alçaktır.
Proc. transversus’lar yanlara doğru oldukça gelişip
uzamışlardır. (proc. costarius da denir.)
Equide bel omunlarının sondan bir öncekinin proc.
transversus’larının arka yüzünde ve sonuncununkilerin
hem önünde hem arkasında birer eklem yüzü bulunur.
Proc. articularis cranialis ve caudalis’ler son göğüs
omurunkine benzerler. Ondan farlı olarak öndekiler içe arkadakiler dışa biraz bükülmüştürler
Son sırt omurlarında olduğu gibi proc. articularis craniali’ler ile proc mamillarisler birleşip proc.
mamilloarticularis’leri şekillendirmişlerdir.
Carnivorlarda arcus’un arka kenarlarında yönleri geiye yönelik proc. accessorius isimli çıkıntılar
bulunur.
İncisura vertebralis‘lerin durumu son göğüs omurinliler gibidir.
Spatium interarcuale lumbosacrale oldukça geniştir.
•Equus : Sayıları merkep ve arap atında 5, diğer atlarda 6 tanedir. Corpus uzundur.
Proc. spinosus’larının yükseklikleri genişliklerinden daha fazladır(5/3 oranında). Proc.
mamilloarticularis’ler düzdür ve sagittaldir. Proc. transversus’lar yatay, sonuncunun ön
ve arka kenarlarında, sondan bir öncekinini sadece arka kenarında komşu omurunkilerle
eklemleşecek birer eklem yüzü bulunur. Spatium interarcuale lumbosacrale diğer türlere
göre daha geniştir. •Ruminant : Sığır ve keçide da sayıları 6, koyunda 6, bazan 7 tanedir. Büyüklük
dışında şekilleri birbirine benzerler. Corpus tipik bir makara gibidir. Proc. spinosus’ların
yükseklik ve genişliği eşittir. Proc. mamilloarticularis’ler içe doğru koç boynuzu gibi
kıvrılmışlardır. Proc. transversus’lar yatay ve ön ve arka kenarları keskindir. •Sus : Sayıları 6, bazen 7 tanedir. Caput ve fossa vertebralis’ler siliktir. Proc.
spinosus’ları geniş ve yüksektir(5/4 oranında). Ön ve arka kenarları keskindir. Proc.
transversus’lar geniştir, öne ve hafifçe aşağıya doru eğiktir
.
•Canivor : Sayıları 7 tanedir. Proc. spinosus’larının yüksekliği genişliğinden fazladır
(5/3 oranında). Proc. transversus’lar öne ve aşağıya doğru uzanmışlardır. Arcus
vertebrae’nin arka kenarının yanlarında, proc. articularis caudalis’lerin yakınında, proc.
accessorius isimli dikensi çıkıntılar mevcuttur. Vertebrae sacrales (sağrı omurları)
Sayıları hayvan türlerine göre 3-5 arasında değişir.
Omurlar arasındaki discus intervertebralis’lerin kemikleşip kaynaşmasıyla os sacrum denen tek kemik
haline dönüşmüşlerdir..
İlk sağrı omur, bir omurun tüm özelliklerine sahip olduğu halde, geriye gidildikçe küçülür ve genel
özelliklerinin bir kısmı kaybolur. Sadece sonuncusu bir omurun caudal ucunun gösterdiği özellikleri taşır.
Genel görünüm itibariyle os sacrum bir üçgeni andırır. Bunun öndeki tabanına basis ossis sacri, arkaya
bakan tepesine apex ossis sacri adı verilir.
Sacrum’un önünde oldukça düzleşmiş bir caput vertabrae ile arkasında oldukça sığ bir fossa vertebrae
yer alır.
Caput vertebrae’nin cranioventralinde aşağı doğru uzanan düzensiz çıkıntıya promontorium denir.
Omurlarda gövdenin altında bulunan görülen crista ventralis bulunmaz. Bu nedenle facies pelvina
düzdür.
Equus’ta yatay, ruminant’larda özellikle bos’ta kemerleşmiş olan facies pelvina üzerinde linea
transversae isimli enine çizgiler bulunur.
Proc. transversus’ların kaynaşmasıyla yan taraflarda oluşan bölüme pars lateralis denir. Bunun
keskin olan yan kenarına crista sacralis lateralis, geniş olan ön bölümüne ala osis sacri (ala sacralis)
denir.
Ala sacralis’in üst ve arka kenarında leğen kemiği ile eklemleşmek için facies auricularis isimli
pürtüklü bir yüz vardır.
Equide’lerde buna ilave olarak ala sacralis’in ön tarafında son bel omurunun proc. transversus’u ile
eklemleşmek üzere bir eklem yüzü bulunur.
For. vertebrale laterale’ler biri üste açılan foramina sacralia dorsalia diğeri alta açılan foramina
sacralia ventralia olmak üzere iki grup halinde dizilmişlerdir.
Arcus vertebra’lar birbiriyle kaynaşmıştır.
Proc. spinosus’lar sus dışındaki türlerde iyi gelişmiş equide’lerde kaideleri, ruminant’larda tamamı
kaynaşmıştır. Bunun sonucu crista sacralis mediana isimli bir kemik pervazı meydana gelmiştir.
Sadece ilk omurda proc. articularis cranialis ve sonuncuda proc. articularis caudalis bulunur.
Bos’ta proc. articularis cranialis ve caudalis’ler birleşerek sağda ve solda crista sacralis intermedia
isimli birer çıkıntı oluşmuştur.
Equus : Sacrum beş adet omurun birleşmesinden oluşmuştur. Facies pelvina düzdür. Ala sacralis’ler
yere paralel, üzerlerinde yer alan facies auricularis’ler dorsal'e yöneliktir. Ala’larn ön kenarları son bel
omurunun proc. transversus’ları için birer eklem yüzü taşırlar. Proc. spinosus’ların sadece kaideleri
kaynaşmış, uçları serbesttir. Ruminant : Bos ve capra’nın sacrumu beş, ovis’inki dört bazan üç veya beş omurun birleşmesinden
oluşmuştur. Facies pelvina kanburdur. Ala sacralis’ler yere eğik, üzerinde yer alan facies
auricularis’ler caudodorsal'e dönüktür. Proc. spinosus’lar birbirine kaynaşmış ve böylece crista
sacralis media oluşmuştur. Proc. articularisler özellikle bos’ta crista sacralis intermedia oluşturacak
şekilde birleşmişlerdir. Sus : Sacrum 4 veya bazan 5 omurun birleşmesinden oluşur. Proc. spinosus’lar yok olmuştur. For.
sacralia dorsalia’lar dikkati çekecek kadar geniştir. Ala sacralis’ler yere dik, facies auricularis
laterale dönüktür. Carnivor : Sacrum üç omurun birleşmesinden meydana gelmiştir. Üstten bakıldığında kareye benzer.
Proc. spinosus’lar küçük ve crista sacralis media halindedir. Ala’lar yere dik, facies auricularis’ler
laterale bakarlar.
1- Proc. articularis cranialis
2- Caput vertebrae
3- Promontorium
4- Ala ossis sacri
5- For. sacralia ventralia;
6- Apex ossis sacri
7- Linea transversae
Ossa metacarpalia - metacarpus
(Ön ayak tarak kemikleri)
• Tam olanlarda birbirine parelel dizilmiş beş kemikten oluşur.
• Uzunluk, kalınlık ve sayıları türlere göre değişir.
•
İsimlendirilmeleri medial’den latera’le doğru ;
- Os metacarpale primum(Mc1
)
- Os metacarpale secundum(Mc2
)
- Os metacarpale tertium(Mc3
)
- Os metacarpale quartum(Mc4
)
- Os metacarpale quintum (Mc5
) olarak isimlendirilirler.
•
İçlerinden en büyük ve güçlü olanına veya olanlarına temel tarak kemiği veya tarak kemikleri, diğerlerine tali tarak
kemikleri denir.
Epiphysis proximalis;
• Basis metacarpalis denir ve üzerinde facies articularis isimli düz bir eklem yüzü bulunur.
• Yanlarında eklem bağlarının yapışması için girinti ve çıkıntılar ile komşu kemikler için eklem yüzleri yeralır.
• Bazı türlerde ön ve iç yanda tuberositas osis metacarpalis denile bir tümseklik görülür. Corpus- diaphisis metacarpi;
• Gövde uzun bir boru şeklindedir.
• Faces dorsalis denen ön yüz yuvarlak, facies palmaris denen arka yüz oldukça düzdür.
• Bu iki yüz arasıdaki kenarlara margo lateralis ve medialis denir.
Epiphysis distalis;
• Caput metacarpi de denir ve makara şeklindedir (trochlea metacarpi).
• Üzeri eklem yüzüyle kaplı ve ortasında verticilus denen dairesel bir kemik çıkıntısı bulunur.
• Yanlarında eklem bağları için çukurlar ve çıkıntılar mevcuttur.
• Equus ; Temel kemik Mc3
, Mc1
ve Mc5
kaybolmuş, Mc2
ve Mc4
küçülmüş üst uçları
kalın alt uçları kalınca küt kemik çubuklar halindedirler. Mc2
ve Mc4,, Mc3
‘in medial ve
lateral’inin arka taraflarına yapışıktırlar. Mc3
üzerinde tuberositas osis metacarpalis
belirgindir. • Ruminant ; Mc3
ve Mc4
birleşerek temel kemiği oluşturmuşlardır. Mc1
ve Mc2
kaybolmuş, Mc5
ise çok küçülmüştür. Temel kemiğin ön yüzünde Mc3
ve Mc4
‘in
birleştiğini gösteren sulcus longitudinalis dorsalis isimli bir oluk ile proximal ve distal
uçlarda kemiğin ön ve arka yüzlerini birleştiren canalis metacarpi proximalis ve distalis
isimli birer kanal bulunur. Ayrıca alt uç incisura intertroclearis isimli bir çentikle ikiye
ayrılmış dolayısıyla çift trochlea bulunur. • Sus : Daha uzun olan Mc3
ve Mc4
temel kemiklerdir. Mc1
kaybolmuş, Mc2
ve Mc5
daha
kısa ve incedirler. Şekilleri silindiriktir. Verticulus’lar eklem yüzünü tam dolaşırlar. Temel
kemiklerin üst uçlarında geriye yönelik birer çıkıntı bulunur. • Carnivor ; Mc3
ve Mc4
temel kemiklerdir. Mc1
çok küçülmüş, Mc2
ve Mc5
ikincil
kemiktirler. Silindirik şekilidirler ve verticulus’lar eklem yüzlerinin gerisinde yer alırlar.
Ön ve içte bulunan radius ile arkada ve yanda bulunan ulna’dan oluşur.
• Bu iki kemiğin arasındaki ilişkinin şekli elin-ayağın hareket kabiliyetiyle yakından ilişkilidir.
• Equus, ruminant ve sus’ta kemikler birbiriyle hareket edemiyecek şekilde bağlantıdırlar.
• Carnivor’larda iki kemik birbiriyle ekleşmiştir.
• Radius ve ulna’sı birbiriyle sıkı şekilde bağlı olan equus, ruminant ve sus gibi hayvanlarda
ön ayak bir eksen üzerinde sadece öne ve arkaya haraket eder.
• Radius ve ulna’sı birbiriyle eklemleşmiş olan carnivor’larda ayak yan ve dönme hareketlerini
yapabilir.
• Başparmağın içe (pronation) ve dışa (supinatio) hareketi kedide %80, köpekte bundan daha
azdır.
• Equus, ruminant ve sus ayakları daimi olarak pronation vaziyetindedirler.
Radius (Ön kol kemiği)
• Uzun kemikler grubundandır.
• Epiphisis proximalis ve distalis olmak
üzere iki ucu ve bunlar arasında bir corpus
veya diaphysis’den oluşur.
• Ulna’ya göre ön ve iç tarafta bulunur.
• Sus dışındaki türlerde ulna’dan daha
güçlüdür.
• Öne doğru hafifçe kavislenmiştir.
• Proximal ve distal uçlar eklem yüzleri
taşırlar.
• Ulna ile bağlantısı equide ve ruminat’larda
kemiksel kaynaşma, sus’ta bağ doku
aracılığı ile ve hareketsizdir.
• Carnivor’larda ulna ile bağlantı alt ve üst
uçlarında eklemler aracılığı ile
sağlandığından ulna daha çok olmak üzere
iki kemik arasında hareket vardır.
Epiphysis proximalis (üst uç)
–Üst uç kalınlaşarak caput radii’yi(2) meydana
getirmiştir.
–Kemiğin corpus’u ile caput’u arasıda yanızca
etçillerde görülen daralmaya collum radii (4) denir.
–Capitis radii üzerinde trochlea humeri için fovea
capitis radii (1) isimli bir eklem çukuru bulunur.
–Fovea capitis radii ortasından geçen bir çıkıntıyla
dışta dar içte geniş iki bölüme ayrılır.
–Carnivor’larda bu eklem yüzlü saha kemiğin ulna’ya
bakan tarafına da taşarak circumferentia articularis
radii’yi oluşturmuştur.
–Caput’un alt ve iç tarafında bulunan tümseklik
tuberositas radii (3) adını alır.
Corpus radii
– Hafifçe kamburlaşma gösterir.
– Facies caudalis denen arka yüz
üzeri oldukça pürüzlü,
– Buna karşılık facies cranialis
denen ön yüz düzdür.
– Bu iki yüzü birbirinden ayıran
margo medialis ve lateralis
isimli iç ve dış kenarlar küttür.
Epiphysis distalis
• Alt uç genişleyerek makara şeklindeki trochlea radii yapar.
• Caudal yanda trochlea radii’nin corpus’a bağlandığı
yerde crista transversa isimli enlemesine bir çizgilenme
oluşmuştur
• Trochlea radii üzerindeki eklem yüzlerine
facies articularis carpea adı verilir.
• Alt ucun iç kenarında processus styloideus radii-medialis
isimli bir çıkıntı uzanır.
• Equde’lerde benzer şekilde dış kenarda da processus
styloideus ulnae veya lateralis
isimli bir çıkıntı yer alır.
• Processus styloideus ulnae diğer türlerde ulna’ya aittir.
• Sus ve carnivor’larda lateral tarafta ulna için incisura
ulnaris isimli bir çukur bulunur.
• Carnivor’larda incisura ulnari’in üzeri eklem yüzü ile
kaplıdır.
Ulna (dirsek kemiği)
• Uzun kemiler grubundandır.
• Sus hariç radius’tan daha zayıftır.
• Ruminant ve equide’de radius’un caudalateralinde bulunur.
• Sus ve özellikle carnivor’larda üst ucu mediale doğru eğildiğinden radius ile çapraz durur.
• Epiphisis proximalis, corpus- diaphisis ve epiphisis distalis olmak üzere üç kısımdan oluşur.
• Radius ile arasında oluşan boşluğa spatium interosseum antebrachi denir.
• Equide’lerde bu boşluk bir tanedir ve spatium interosseum antebrachi proximalis adını alır
• Ruminant’larda iki tanedir ve spatium interosseum antebrachi proximalis ve distalis adını alırlar.
Ulna (Epiphysis proximalis)
• Radius seviyesini aşarak geriye doğru olecranon
(11) denen dirsek çıkıntısını oluşturmuştur.
• Olecron’a önden ve bakıldığında mediali çukur,
laterali dış bükey görünümlüdür.
• Olecron’un ucundaki tümseğe tuber olecrani (12)
denir.
• Olecron’un aşağıya doğru inen ön kenarındaki sivri
çıkıntı processus anconeus’tur (13).
• Processus anconeus’tan aşağıya doğru gittikçe
genişleyen, üzeri eklem yüzüyle kaplı yarım daire
şeklindeki çentiklenmeye incisura trochlearis (14)
denir.
• İncisura trochlearis’den aşağıya doğru iç ve dış
yanlara kalınlaşarak uzayan çıkıntılara processus
coronoideus lateralis ve medialis denir.
• Processus coronoideus lateralis ve medialis
arasında aşağıya doru inen caput radi için oluşan
çentiğe incisura radialis denir.
• Carnivor’larda incisura radialis üzerinde eklem
yüzü bulunur.
Corpus-diaphysis ulnae (gövde)
• Gövde üç köşelidir ve bundan dolayı; Facies lateralis-medialis-cranialis olmak üzere üç yüzü, Margo
lateralis- medialis-caudalis olmak üzere üç kenarı bulunur.
• Distale doğru indikçeinselir ve öne doğru hafifçe kemerleşir.
• Equide’lerde radius’un proximal üçte birinde biterken diğer türlerde radius’un distal ucuna kadar devam
eder.
• Eqide ve ruminant’larda radius’la kemiksel olarak kaynaşmış, sus’ta membrana inter ossea denilen bir
bağ doku ile iki kemik birbirine bağlamışken carnivor’larda iki kemik arasında eklemsel bir bağlantı vardır.
• Kemikler arasındaki spatium interosium antebrachi equus’ta tek, ruminant’larda çift spatium
interosseum antebrachii proximale ve distale, susta dar ve tek carnivor’larda hareketin pozisyonuna göre
değişik büyüklükte fakat genellikle dar olur.
Ulna (Epiphysis distalis)
• Caput ulnae olarak ta bilinir.
• Equus dışındaki türlerde aşağıya doğru processus styloideus ulnae -lateralis olarak uzamıştır.
• Carnivur’larda içtaraftaki üzeri eklem yüzü ile kaplı kabarıklık circumferentia articularis adını alır.
• Alt yüzünde bilek kemikleri ile eklemleşmek için facies articularis carpea isimli bir eklem yüzü bulunur.
• Equus: Ulna, radius'un 1/3'ünde bitmiş ve ona tamamen kaynaşmıştır. iksi arasında spatium
interosseum antebrachii proximale bulunur. Tuber olecrani tek parçadır. Proc. styloideus lateralis
ulna'ya ait olmakla beraber (embriyolojik olarak) radius'un dış çıkıntısı halindedir.
• Ruminant: Gerek büyük gerekse küçük ruminant'ta ulna, radius'un distal'ine kadar uzamış ve onunla
kaynaşmıştır. Aralarında spatium interosseum antebrachii proximale ve distale adı verilen iki aralık
bulunur. Büyük ruminant'ta tuber olecrani bir çentikle önde ufak, arkada büyük iki parçaya ayrılmıştır.
Küçük ruminant’larda ise tek parça halindedir. Proc. styloideus lateralis'i ulna yapmıştır.
• Sus: Öbür hayvanların aksine, ulna radius'tan daha büyüktür. Ulna'nın kalınlığı alt ucunda bile değişmez.
Ayrı kemikler olmakla beraber birbirleriyle oynamayacak şekilde, membrana interossea aracılığı ile
birleşmişlerdir. Proc. styloideus lateralis'i ulna yapmıştır. Ulna öne doğru fazlaca kemerleşmiş
durumdadır.
• Carnivor: Ulna ve radius ayrı ayrı birer kemiktir ve birbiriyle üst ve alt uçlarında eklemleşmişlerdir.
Tuber olecrani, iki tanesi önde sivri, bir tanesi geride büyük ve küt, üç adet çıkıntı taşır. Ulna'nın
processus styloideus lateralis'i aşağı doğru uzamıştır. Radius'un alt ucunun dış tarafında ulna için,
incisura ulnaris isimli bir oyukluk vardır.
•Omuz kemerine ait bir kemiktir.
•Evcil memelilerde ön bacağın ilk kemiğidir.
•Vucudun dik eksenine 40º lik bir açıyla durmaktadır.
•Şekil itibariyle tavanı sırta dönük bir üçgene benzer.
•Bunun omurlara dönük üst yüzüne margo dorsalis(2),
•Boyna dönük keskin ön yüzüne margo cranialis(6),
•Geriye bakan küt yüzüne margo caudalis(12) denir.
•Margo dorsalis’in margo cranialis ile birleştiği
köşesine angulus cranialis(3), mago caudalis ile
birleştiği köşesine angulus caudalis(2) denir.
•Margo cranialis ve caudalis’in oluşturdukları eklem
yüzü de taşıyan alt köşeye angulus ventralis(9) denir.
•Margo cranialis, alt uca ulaşmadan yaptığı girintiye
incisura scapulae denir.
•Margo dorsalis üzerinde cartilago scapulae bir kıkırdak
•Anguluc ventralis üzerinde cavitas glanoidale isimli bir
eklem çukuru yer almıştır.
• Scapula’nın dış yüzüne facies lateralis,
• Kaburgalara dönük yüzüne facies costalis denir.
• Facies lateralis’i ikiye bölen kemik çıkıntısına spina
scapulae (5) denir.
• Spina’nın önünde kalan kısma fossa supra spinata (4),
arkasında kalan kısma fossa infraspinata(13) denir.
• Spina scapula’nın üzerindeki kabartıya tuber spina
scapulae, alt uyunda bazı türlerda görülen çıkıntıya
acromion(7) denir.
• Acromion canis’te çengel gibi uzayarak proc. hamatus’a
dönüşürken kedide geriye doğru yönelik bir proc. supra-
hamatus’u yapmıştır.
• Alt kısmında, angulus ventralis’e geçmeden önceki daralmaya collum scapulae denir.
• Angulus ventralis’de yer alan cavitas glonoidale’nin iç kenarı equus’ta incisura
glanoidalis isimli bir çentikle bölünmüştür.
• Cavitas glanoidale’nin üst ve ön kenarındaki yumrunun ismi tuberculum
supraglanoidale ve bunun iç yüzündeki çıkıntının ismi proc. coracoideus’tur.
• Carnivorlarda bunun aksi tarafında görülen ikici çıkıntının ismi tuberculum
infraglanoidale’dir
• Facies costalis scapula’nın kaburgalara
dönük iç yüzüdür.
• Bunun ortasındaki çukura fossa
subscapularis,
• Üst köşelerindeki üçgensel kas yapışma
yüzeylerine facies serrata adı verilir. Equus :
•Spina scapula alçak başlar, yükselir, tekrar
alçalarak alt uçta sonlanır.
•Spina’nın üzerinde tuber spinae scapulae vardır
ve geriye doğru biraz taşmıştır.
•Kemiğin dış yüzü spina scapulae tarafından
1/3'ü fossa supraspinata, 2/3'ü fossa
infraspinata olacak şekilde bölünmüştür.
•Cartilago scapulae yassı ve geniştir.
•Eklem yüzünün ön ve iç tarafında incisura
glenoidalis isimli bir eklem yarığı bulunur.
Ruminant :
•Spina scapulae alçak başlar, yükselir ve
acromion'la son bulur.
•Kemiğin dış yüzü spina tarafından 1/4'ü fossa supraspinata, 3/4'ü fossa
infraspinata olacak şekilde ikiye bölünmüştür.
• Cartilago scapulae geniştir.Sus :
• Spina capulae alçak başlar, yükselir ve geriye dönük, büyük bir
tuber spinae scapulae yaptıktan sonra tekrar alçalarak biter.
• Fossa infraspinata fossa supraspinata'dan daha enlidir.
• Cartilago scapulae geniştir.
Carnivor :
• Canis’te spina scapulae alçak başlar,
yükselir ve alt uçta aşağı doğru uzayan,
processus hamatus isimli bir çıkıntıyla biter.
• Felis'te burada geriye yönelik processus
suprahamatus isimli ikinci bir çıkıntı görülür.
• Spina dış yüzü eşit olarak ikiye böler.
• Cartilago scapulae ip gibi incedir.
Humerus (kol veya pazu kemiği)
•Kolun (brachiuum) temelini oluşturan uzun bir kemiktir.
•Epiphisis proximalis, diaphisis (corpus) ve epiphisis distalis olmak üzere üç kısımdan oluşur.
•Proximalindeki scapula ile caudale açık, distalindeki antebrachiım ile craniale açık takriben
•125˚ lik bir açı yapacak şekilde bacağın dikey eksenine eğri durur.
• Scapula ile eklemleşen geriye
yönelik yuvarlak ucuna caput
humeri(1) denir.
• Caputun arka ve alt tarafındaki
daralmış bölüm collum humeri (6)
dir.
• Caput’un ön ve dış tarafındaki
büyük çıkıntı tuberculum majus
(2,2’),
• ön ve iç tarafındaki daha küçük
çıkıntı tuberculum minus (5) adını
alır.
• Bu iki çıkıntı arasında bulunan oluk
sulcus intertubercularis (4) adını
alır.
• Sulcu içinde özellikle equide’de belirgin olan yumrulanmaya tuberculum intermedium
(3) adı verilir.
• Felis dışındaki türlerde tuberculum majus bir çentikle pars cranialis (2) ve caudalis
(2’) diye ikiye ayrılmıştır.
• Equus ve ruminant’larda aynı bölünme tuberculum minus içinde geçerlidir.
• Tuberculum majus’un dış tarafında facies musculi infra spinati (7) isimli bir kas
yapışma yüzeyi yer almıştır
• Genel görünüm olarak silindirik olmasına rağmen bu
özelliği yukardan aşağıya doğru inen uzunlamasına
kemik çıkıntıları ve kabartıları ile bozulmuştur.
• Carnivor’larda tuberculum minus’tan aşağı doğru
inen çizgi crista tuberculi minoris’tir.
• Equus ve ruminant’ta crista yerinde tuberositas
teres isimli bir yumru bulunur.
• Tuberculum majus’tan aşağı inen uzunlamasına
çıkıntı crista tuberculi majoris(8) veya crista
humeri olarak bilinir.
• Crista humeri’nin üzerindeki küt çıkıntı tuberositas
deltoidea’dır(10).
• Tuberositas deltoidea’dan tuberculum majus’a
doğru uzanan çizgi crista anconea(9) veya linea
musculi tricipitis ve bunun üstündeki pürüzlü saha
facies teres’dir
• Distal ucun lateralinden corpus’a doğru
uzanan kemik çıkıntısı crista
epicondylus lateralis(12) adını alır.
• Corpusun yan yüzünde sınırlarını
Crista humeri ile crista epicondylus
lateralis’in çizdiği spiral oluğa sulcus
musculi brachialis veya spiralis(11)
denir.
• Condylus humeri lateralis (15) ve medialis
isimli iki yumrunun birleşmesinden oluşan alt
uca troclea humeri denir.
• Trochlea’nın caudalindeki pürtüklü kas
yapışma çıkıntılarına epicondylus lateralis
(12) ve medialis denir.
• Caudal yanda iki condylus arasındaki derin
çukurluğa fossa olecrani denir.
• Trochlea humeri’nin ön ucunda yer alan
çukurluğa fossa radialis (14) denir.
• Canis’te bu iki fossa birleşerek for.
supratrochleare (14’) isimli bir delik
oluşturmuşlardır.
• Felis’te epicondylus medialis’in proximalinde
yeralan deliğe foramen supracondylare adı
verilir.
•Equus: Tuberculum majus ve caput humeri aynı hizadadır. Sulcus
intertubercularis'i iki oluğa ayıran tuberculum intermedium isimli kuvvetli bir
kemik çıkıntısı bulunur.
•Ruminant: Tuberculum majus çok büyük olup, caput humeri düzeyini oldukça
aşmış ve sulcus intertubercularis'e doğru uzanmıştır.
•Sus: Tuberculum majus, sulcus intertubercularis'i delik haline getirecek şekilde
onun üzerine doğru bükülmüştür. Sulcus intertubercularis kemiğin medial yüzüne
kaymıştır. Bazen foramen supratrochleare bulunabilir.
•Carnivor: Boyu küçük ruminant’lara
göre nisbi olarak daha uzundur. Canis'te
foramen supratrochleare vardır. Felis'te
ise bu delik bulunmaz. Ancak felis'te
epicondylus medialis'in üzerinde
foramen supracondylare vardır.