8 Kasım 2015 Pazar

Os Coxae (kalça kemiği) ders videoları konu anlatımın altındadır.

Os coxae – Kalça kemiği: 

• Yassı kemiklerin en büyüğüdür.
• Cranio dorsalini os ilium, cranio ventralini os pubis ve caudo ventralini os ischii oluşturur.
• Sağ ve sol yanın os pubis ve os ischii’leri orta çizgide birbirleriyle birleşerek symphysis pelvis isimli leğen kaynaşmasını oluştururlar.
• Symphysis pelvis’in os pubis’ler arasındaki bölümü symphisis pubica, os ischii’ler arasındaki bölümü sympysis ischiadica olarak bilinir.
• İki tarafın os coxae’larının birleşmesiyle oluşan müşterek kemik ossa coxae’dır.
• Symphisis pelvis’in kaynaşması gençlerde kıkırdaksal (syncondratic), yaşlılarda kemiksel (synostatic) bir yapı gösterir.
• Doğum anında bu bağlantı doğum hormonlarının etkisiyle gevşer.

Acetabulum:
• Os coxae’yi oluşturan üç kemiğin corpus’larının birleşme yerlerinin alt yüzünde gelişmiştir.
• Yarım küre veya çanak tarzında içi eklem yüzü kaplı bir çukurluktur.
• Şekli uyluk kemiğinin başını içine alacak tarzdadır.
• Eklem yüzü ile kaplı bölümüne facies lunata, dibindeki pürüzlü sahaya fossa acetabuli denir.
• Dışa ve geriye yönelik incisura acetabuli denilen bir çentikle bölünmüştür.
• İncisura acetabuli equus ve carnivor’larda geniş, sus ve ruminant’larda dardır.

Os ilium :
• Os coxae’nin craniodorsalinde yer alır.
• Gövde iskeletine(sacrum) bağlanan bölümdür.
• Corpus ossis ilii ve ala ossis ilii olmak üzere iki ana bölümü vardır.
 Corpus ossis ilii 
• Kemiğin diğer kalça kemikleri ile birleşen bölümdür.
• Üç kenarlı bir görünüm arz eder.(dorsal- lateral medial)
• Ventrali acetabulum’un, dordal’i spina ischiadica’nın oluşumuna katılır.
• Spina ischiadica’dan ala osis ilii’ye doğru uzanan çentiklenme incisura ischiadica major’dur. • Acetabulum’un yakınında corpus’un ventral yanın iç ve dış tarafında yer alan çukurlar area medialis ve lateralis musculi recti femoris adını alırlar.
Os ilium (Ala osis ilii) 
• Kemiğin ön ve dorsalinde kalan ince ve geniş olan kanat şeklindeki bölümüdür. 
• Craniodorsal, dorsomedial ve ventrolateral olmak üzere üç kenarı bulunur. 
• Crista iliaca (1-2/5) adı verilen craniodorsal kenar sus ve carnivor’da konveks ve küt, equus ve ruminan’da konkav ve keskindir. 
• Cranidorsal kenarın dorsomedial kenarla birleştiği iç köşelenmeye tuber sacrale (1/3) veya spina iliaca dorsalis, ventrolateral kenarla birleştiği dış köşelenmeye tuber coxae (1/1) veya spina iliaca ventralis denir.
• Tuber coxae labium externum ve internum diye iki çıkıntı halindedir. 
• Carnivor ve k. ruminant’larda tuber coxae ventrale bir çentikle spina alaris oluşturur- ken tuber sacrale ise aynı türlerdebir çentikle ikiye ayrılmıştır 
• Dorsomedial kenar, tuber sacrale’den aşağıya doğru inildiğinde kemerleşerek incisura ischiadica major (1/6) isimli büyük bir çentiklenme yapmıştır. 
• Incisura inciatica major’un(1/6) alt sınırında equus ve carnivor’da alçak ve küt, sus ve ruminant’ta yüksek ve keskin spina ischiadica(1/7) isimli bir kemik çıkıntısı yeralmıştır. 
• Ala’nın ventrolateral kenarı corpus üzerinde aşağıya ve mediale doğru keskinleşerek pubis’e kadar uzanan crista iliopectina veya linea arcuata’yı (2/7) oluşturmuştur.
• Crista iliopectina’nın carnivor hariç, ortasında oluşan çıkıntıyaadı tuberculum psoadicum veya tuberculum musculi psoas minoris (2/8). denir. 
• Ala osis ilii’nin dış yüzüne facies glutea adı verilir ve bunun üzerinde carnivor’larda birkaç, diğerlerinde bir adet linea glutea(1/5) isimli kas yapışma çizgisi bulunur.
• Ala osis ilii’nin iç yüzüne facies sacropelvina denir. Bunun lateral bölümünde facies iliaca (2/5) denen düz bir saha ile, medialinde tuberasitas iliaca (2/4) denen pürüzlü bir kabartı görülür. 
• Tuberasitas iliaca’nın üzerinde yer alan kulak şeklindeki alan facies auricularis’tir (2/6) ve bu yüzey sacrum’un facies auricularis ile eklemleşir.

• Equus: Ala osis ilii yere yatay, planum medianum'a dik durur. Linea glutea ala'nın dış yüzünü ortalar. Crista iliaca çok az iç bükeydir. Tuber coxae ortasından basık dikdörtgeni andırır. Tuber sacrale, dorsal'e bükük ve tek parçalıdır. Spina ischiadica alçak ve küttür.
• Ruminant: Ala osis ilii bos’ta yere yatay, planum medianum'a diktir. K. ruminant’larda yere ve orta düzleme eğik durur. Linea glutea alt kenara yakındır. Crista iliaca iç bükey ve keskindir. Spina ischiadica yüksek ve keskindir. Küçük ruminant'ta tuber coxae ve tuber sacrale iki parçalıdır. Ala dorsalateral'dir. 
• Carnivor: Ala osis ilii yere dik, orta düzleme paralel ve facies glutea lateral'e yönelik durur. Crista iliaca konveks ve şişkin kenarlıdır. Tuber coxae ve tuber sacrale tam belli olmamakla beraber ikişer dikensi çıkıntı halindedir. Spina ischiadica alçak ve küttür. 
Os pubis:
• Os coxae’nin cranioventral’inde bulunur. 
• Corpus(b), ramus cranialis(b’) ve ramus caudalis osis pubis(b’’) olmak üzere üç kısımdan oluşur. 
• Corpus ossis pubis acetabulum’un(b) oluşumuna katılan ve diğer kalça kemikleriyle birleşen bölümdür. 
• Ramus cranialis osis pubis (b’), corpus’tan orta düzleme doğru uzayan bölümdür. 
• Ramus caudalis ile dik açı yaparak birleşir ve foramen obturatm’un cranial sınırını yapar. 
• Keskin ve hafifçe çöküntü yapan ön kenarına pecten osis pubis (1/9) denir. 
• Pecten osis pubis’in corpus’a bakan yan bölümündeki kabartıya eminentia iliopubica (1/8) denir. 
• Equide’de bu bölümün alt yüzünde sulcus ligamenti accesorium femoris isimli bir oluk bulunur. 
• Ramus caudalis osis pubis (b’’), orta hat üzerinde ramus cranialis’ten geriye uzanan bölümdür. 
• Diğer tarafınki ile birleşerek symphysis pubica’yı oluştur. Birleşme yerlerinin ön bölümünün üstünde ve altında oluşan kabartılara tuberculum pubicum dorsale ve ventrale (12)
Os ischi:
• Os coxae’nin caudoventral bölümünü oluşturur. 
• Corpus osis ischii(c) ve ramus osis ischi(c’)olmak üzere iki bölümü vardır. 
• Corpus osis ischi kemiğin gövdesini oluşturur ve diğer kemiklerle bağlanan bölümdür. 
• Acetabulum’un oluşumuna da katıldığından ramus acetabularis olarak da bilinir. 
• Ramus osis ischi kemiğin diğer yanınki ile birleşen medial bölümdür. 
• İki ramus ortada birleşerek symphysis ischiadica’yı oluştururlar ve bu nedenle bu bölüme ramus symphysialis demek te mükündür.
• Symphysis ischiadica, symphysis pubica ile birleşerek symphysis pelnis’i yaparlar. 
• Kemiğin geri tarafında yer alan geniş ve düz kısım tubula osis ischii adını alır ve for. obduratorium’un caudalde iki yandan çevreler. 
• Ramus üzerinde spina ischiadica’dan geriye doğru oluşan çökelti incisura ischidica minor’dür. 
• Tubula osis ischii’nin cauda lateralinde meydana gelen yumrulanmaya tuber ischiadicum denir. 
• Karşılıklı iki tubula’nın(c’’) caudal tarafta oluşturdukları arcus ischiadicus isimli kemer dişilerde geniş erkeklerde dardır.(b’)
• Equus: Tuber ischiadicum iki çıkıntılıdır. Arcus ischiadicus geniş ve yayvandır.
 • Ruminant: Tuber ischiadicum üç çıkıntılıdır. Arcus ischiadicus dar ve derindir. 
• Sus: Tuber ischiadicum geriye ve yana doğru uzamış iki çıkıntıya sahiptir, arcus ischiadicus dar ve derindir.
• Carnivor: Tuber ischadicum tek çıkıntılıdır. Arcus ischadicus yayvandır.

7 Kasım 2015 Cumartesi

Columna vertebralis - Omurga


 Columna vertebralis, vertebra- omur denilen kısa kemiklerin ard arda dizilmesi ile meydana gelmiştir.
 Vucut eksenini oluşturur.
 Beş gurup omurdan oluşur.
Vertebrae cervicales-boyun omurları
Vertebrae thoracicae-göğüs omurları
Vertebrae lumbales-bel omurları
Vertebrae sacrales-sağrı omurları
Vertebrae caudales-kuyruk omurları

 Corpus vertebrae
 (1) –Extremitas cranialis (caput vertebrae)
 (2) –Extremitas caudalis (fossa vertebrae) –Crista ventralis
(3)  Arcus vertebrae
 Processus vertebrae
–Processus spinosus (8)
–Processus transversus (15)
 –Processus articularis cranialis (9)
 –Processus articularis caudalis(10)
–Processus mamillaris (13)
 –Processus mamiloarticularis –Processus accesorius (12)
 İncisura et foramina vertebrae
 –Foramen vertebrale (7)
  Canalis vertebralis
–İncisura vertebralis cranialis (6) caudalis (14)
 –Foramen vertebrale laterale (b)
–Foramen inter vertebrale laterale (c)
–Spatium interarculae (a)




Vertebrae cervicales (boyun omurları) 
 Bütün evcil memelilerde 7 tanedir.
 Birinciyle ikinci dışında diğerleri (özellikle 3-5) birbirlerine benzerler.
 Caput vertebrae çok çıkındılı, fossa vertebrae ise o oranda çukurdur.
 Processus spinosus’lar kısa olmakla birlikte büyük ruminant’larda equide’lere göre daha belirgindir.
 Processus transversus’lar genellikle öne ve arkaya uzayan iki çıkıntı halindedir. Yalnızca 6. Omurda üç çıkıntılıdır.
 7. Omur dışında bütün omurlarda foramen transversarium bulunur.
  6. Omur dışında Crista ventralis iyice belirgindir.
  7. Omur en kısadır ve fossa vertebralis’in iki yanında birer fovea costalis caudalis taşır ve bu omurun proc. spinosus’u daha uzundur.

Atlas (birinci boyun omuru)
 Corpus vertebrae kaybolmuş arcus dorsalis (1) ve arcus ventralis’ten (2) oluşan bir halkaya dönüşmüştür.
 Proc. transversus yerine ala atlantis(3) gelişmiştir.
 Ala’ların altında equide’lerde derin bos’ta daha sığ olan fossa atlantis(11)oluşmuştur.
  Proc.spinosus kaybolmuş yerine tuberculum dorsale(4) şekillenmiştir
 Crista ventralis yerine tuberculum ventrale(5) şekillenmiştir
 Halkanın önünde fovea articularis cranialis (7’), arkasında iki adet facies articularis caudais (7) şekillenmiştir.
  Facies articularis caudais ‘lerin alt arasında dens axis için fovea dentis (6) isimli bir çukurluk şekillenmiştir.
  Ala’nın ön köşesinde, fossa atlantis’e açılan delik foramen alare ve bunun iç tarafında kanala açılan delik foramen vertebrale laterale dir.
 Carnivorlarda foramen alare yerini incisura alaris’e bırakır.
 Ala’nın arkasında yer alan delik delik foramen transversarium dur (Ruminant’larda bulunmaz)
Equus : Ala atlantis’ler ventrale doğru büyüdüğünde fossa atlantis çok derindir. For. transversorium bulunur.
Ruminant : Bos’ta ala’lar yatay, ovis’te kenarları daha düşey , caprada yere paraleldir. Her üçünde de for. transversorium bulunmaz.
  Sus : Atlasın genişliği uzunluğunun iki katıdır. For. transversorium ala’nın arka tarafına doğru kaymıştır. Carnivor : Kelebeğe benzer ala’lar yataydır. For. alaris incisura alaris’e dönüşmüştür.

Axis-ikinci boyun omuru-eksen) 

 Corpus’u en uzun olan boyun omurudur.
 Corpus’un önünde dens axis’e(1) dönüşmüştür.  Dens’in sivri olan ucuna apex dentis denir.
  Densin alt yanları facies articularis cranialis (1’) isimli eklem yüzleri ile kaplanmıştır.
 Fossa vertebrae oldukça derindir.
 Proc. articularis cranialis’ler bütün türlerde bulunmaz. Bunların yerini facies articularis cranialis’ler(1’) almıştır.
 Proc. spinosus(4) ve crista ventralis(8) belirgindir.  Ufak olan proc. transversus’lar(6) geriye ve aşağıya yöneliktir.
 Proc. transversus’lar corpus yakınında foramen transversarium’lar(7) tarafından delinmişlerdir.
 İyi gelişmiş olan proc. articularis caudalis’ler (5) üzerinde facies articularis caudalis (5’) isimli yüzler yer alır. İncisura vertebralis cranialis (2) carnivorlarda iyi gelişmiş diğer türlerde for. vertebrale laterale’ye (3) dönüşmüşlerdir. İncisura vertebralis caudalis bütün türlerde mevcuttur.
Equus : Dens’in ucu yuvarlak kürek şeklinde ve üstünde ters T harfine benzer bir kabartı vardır. Facies articularis cranialisler bir çentikle ikiye ayrılmışlardır. Proc. spinosus arkada ikiye ayrılarak proc. articularis caudalis’lere dönüşmüşlerdir.
Ruminant : Dens içi boş yarım silindiri andırır. Facies articularis cranialis’ler birbiriyle geçişlidirler. Proc. spinosus tek parçadır. Proc articularis caudalis’ler mustakilen çıkarlar. 
Sus : Dens küt uçlu silindir biçimindedir. Proc. spinosus oldukça yüksektir ve önden arkaya doğru yükselerek horoz ibiğini andırır.
  Carnivor : Dens küt uçlu silindir biçimindedir. Proc. spinosus crista şeklindedir ve dens’in ucuna kadar uzamıştır. Arka ucunun iki yanında facies articularis caudalis’ler yer alır. İncisura vretebralis cranialis yerine for. vertebrale laterale gelişmemiştir.



3.-7. Vertebrae cervicalis 
Klasik bir omurun bütün özelliklerini taşırlar. Özellikle equide ve ruminantlarda caput vertebrae çok çıkıntılı, fossa vertebrae çok çukurdur. Uzunlukları diğer omurlardan fazladır. Sırt omurlarına doğru gidildikçe kısalırlar. Dorsalden bakıldığında ruminantlarda kare equide’lerde dikdörtgen şeklinde görülürlr. Sus dışındaki türlerde 3.-5. ye kadar olan omurlarda crista ventralis görülür. Proc. spinosus’lar oldukça kısadır. Ruminantlarda equide’lere göre daha belirgindir. Proc. transversus’lar genellikle öne ve arkaya iki çıkıntı halindedirler. Altıncı omurun proc. transversus’u üç çıkıntı halindedir.(lamina ventralis) Yedinci omur dışındakilerde for. transversorium bulunur.(canalis transversorius) İncisura vertebralis cranialis ve caudalis’ler oldukça derindir ve buna bağlı olarak for. intervertebralis lateralis’lerde geniştir. Proc. articularis cranialis ve caudalis’ler oldukça gelişmiştir ve üzerlerinde öndekilerde cranodorsale arkadakilerde caudoventrale yönelik eklem yüzleri yer alır. Carnivor dışındaki türlerde özellikle sus’ta spatium interarcualia’lar oldukça geniştir. Yedinci boyun omuru corpus’u en kısa, proc. spinosus’u en uzun olan boyun omurudur ve fossa vertebra’nın üst yanlarında kaburgalar için birer adet fovea costalis caudalis bulunur. Aynı omurun proc. transversus’u bir yumru oluşturacak kadar küçülmüştür. (tuberculum dorsale)

Equus : Görünümleri dikdörtgen şeklindedir. Caput ve fossa vertebae’ler belirgindir.
  Ruminant : Görünümleri kare şeklindedir. Caput ve fossa vertebae’ler belirgindir. 
 Sus : Corpus’lar kısa , caput ve fossa vertebae’ler az belirgin, arcus’un eni boyundan geniş, spatium interarcualia’lar geniş, crista ventralis gelişmemiştir. Proc. articularis cranialis’lerde incisura articularis cranialis hizasında delikler bulunur.
 Carnivor : Büyüklük olarak k. ruminant’larınkine benzer. Caput ve fossa vertebae’ler çok belirgin değildir. Proc. articularis caudalis’lerin dorsal yüzünde birer proc. muscularis isimli kas yapışma çıkıntıları bulunur. 7. Omurun caudelinde fovea costalis caudalis’ler bulunmaz.


Vertebrae thoracicae (göğüs omurları) 

 Sayıları 13-18 arasında değişir.
 Corpus’ları ve proc. transversus’ları kısa, crista ventralis küt, proc. spinosus’ları uzundur.
 Geriye doğru uzunlukları artan corpus’ların alt tarafında küt bir crista ventralis gelişmiştir.
 Caput ve fossa vertebralis’ler düze yakındır.
 Corpus’un ön ve arka üst köşelerinde kaburgalar için fovea costalis cranialis ve caudalis isimli çukurlar bulunur (Sonnuncuda sadece cranial olanı bulunur.)
 For. vertebrae’ler geriyedoğru daralırlar.
 Proc. spinosus’lar ilk omurlarda daha uzun, kuvvetli ve geriye yöneliktirler. Göğüsün ilk yarımında uzunlukları artar. Daha sonra geriye doğru alçalarak bel omurlarınki düzeyine iner.
 En yüksek proc. spinosus equide’de 4., ruminant ve sus’ta 3. omurunkidir ve regio interscapularis’e denk gelir. Carnivorlarda ilk yedi tanesi aynı düzeydedirler.
  Equus’ta 16., bos’ta 13. sus ve caprada 12., ovis ve carnivor’da 10. omurun proc. spinosus’u en diktir ve buna vertebra anticlinalis(diaphragmatica) denir.
 Proc. spinosus’un üstünde tuberositas spinae isimli bir yumru şekillenmiştir.
 Kısa olan proc. transversus’lar üzerinde kaburgaların tuberculumları için fovea costalis processus tranvarsi isimli eklem çukurları bulunur.
 Proc. articularis cranialis ve caudalis’ler kaybolmuş yerine arcus’un ön ve arkasında facies articularis cranialis ve caudalis’ler şekillenmiştir. Öndekiler ile proc. transver- sus arasında proc. mamillaris bulunur.



A- Equus’un 3.; B- Equus’un 13.; C- Bos’un 6.; D- Canis’in 7. thoracal omurları.


•Equus : 18 adettirler. Corpus vertebrae’leri kısadır. Proc. spinosus’ları dar ve yüksektir. Serbest uçları kalın, kabarık ve arka kenarlarında birer çentik taşırlar. En dik olanı 16. omurinkidır. Fovea costalis cranialis’ler geniş ve belirgindir.
  •Ruminant : 13 adettirler. Bos’ta corpus equus’a göre uzundur ve makaraya benzer. Proc. spinosus’lar uzun, yassı ve geniştir. Arka kenarı ince ve keskindir. En dik olanı 13. omurinkidir. Fovea costalis cranialis’ler sığ ve yayvandır. İncisura vertebralis caudalis bir kemik köprüyle for. vertebrale laterale’ye dönüşmüştür. K. ruminant’larınkiler büyüklük dışında bos’unkilere benzerler fakat for. vertebrale leterale yoktur.
•Sus : Sayıları genellikle 14, bazen 15 adet olabilir. Corpus vertebrae uzun ve yanlardan basıktır. Proc. spinosus’lar geniş ve yassı, ön ve arka kenarları keskindir. Bunlardan en dik olanı 11. yada 12. omurunkidir. Proc. transversus’ların kaidesinde for. vertebrale laterale dorsale ve ventrale isimli delikler bulunur.
•Canivor : 13 adettirler. Corpus’lar kısa, proc. spinosus’lar ince ve dardır ve uçları küttür. Proc. Spinos’u en dik olan omur 11. dir. Son 2-3 sırt omurunda proc. accesorius bulunur.


Vertebrae lumbales (bel omurları) 

 Sayıları 5-7 arasında değişir.
 Corpus vertebrae’lar boyun omurlarına göre daha küçük ve kısa, göğüs omurlarına göre daha uzundur.
 Caput ve fossa vertebrae’lar oldukça düzdür.
 Crista ventralis son göğüs omurununki gibi küttür.
  Arcus vertebrae, geniş ve yüksektir.
 Proc. spinosus’lar, enli ve öne eğik ve son göğüs omurinkinden alçaktır.
 Proc. transversus’lar yanlara doğru oldukça gelişip uzamışlardır. (proc. costarius da denir.)
  Equide bel omunlarının sondan bir öncekinin proc. transversus’larının arka yüzünde ve sonuncununkilerin hem önünde hem arkasında birer eklem yüzü bulunur.
 Proc. articularis cranialis ve caudalis’ler son göğüs omurunkine benzerler. Ondan farlı olarak öndekiler içe arkadakiler dışa biraz bükülmüştürler
 Son sırt omurlarında olduğu gibi proc. articularis craniali’ler ile proc mamillarisler birleşip proc. mamilloarticularis’leri şekillendirmişlerdir.
  Carnivorlarda arcus’un arka kenarlarında yönleri geiye yönelik proc. accessorius isimli çıkıntılar bulunur.
 İncisura vertebralis‘lerin durumu son göğüs omurinliler gibidir.
 Spatium interarcuale lumbosacrale oldukça geniştir.


•Equus : Sayıları merkep ve arap atında 5, diğer atlarda 6 tanedir. Corpus uzundur. Proc. spinosus’larının yükseklikleri genişliklerinden daha fazladır(5/3 oranında). Proc. mamilloarticularis’ler düzdür ve sagittaldir. Proc. transversus’lar yatay, sonuncunun ön ve arka kenarlarında, sondan bir öncekinini sadece arka kenarında komşu omurunkilerle eklemleşecek birer eklem yüzü bulunur. Spatium interarcuale lumbosacrale diğer türlere göre daha geniştir.
  •Ruminant : Sığır ve keçide da sayıları 6, koyunda 6, bazan 7 tanedir. Büyüklük dışında şekilleri birbirine benzerler. Corpus tipik bir makara gibidir. Proc. spinosus’ların yükseklik ve genişliği eşittir. Proc. mamilloarticularis’ler içe doğru koç boynuzu gibi kıvrılmışlardır. Proc. transversus’lar yatay ve ön ve arka kenarları keskindir.
  •Sus : Sayıları 6, bazen 7 tanedir. Caput ve fossa vertebralis’ler siliktir. Proc. spinosus’ları geniş ve yüksektir(5/4 oranında). Ön ve arka kenarları keskindir. Proc. transversus’lar geniştir, öne ve hafifçe aşağıya doru eğiktir
. •Canivor : Sayıları 7 tanedir. Proc. spinosus’larının yüksekliği genişliğinden fazladır (5/3 oranında). Proc. transversus’lar öne ve aşağıya doğru uzanmışlardır. Arcus vertebrae’nin arka kenarının yanlarında, proc. articularis caudalis’lerin yakınında, proc. accessorius isimli dikensi çıkıntılar mevcuttur.

Vertebrae sacrales (sağrı omurları)

 Sayıları hayvan türlerine göre 3-5 arasında değişir.
  Omurlar arasındaki discus intervertebralis’lerin kemikleşip kaynaşmasıyla os sacrum denen tek kemik haline dönüşmüşlerdir..
 İlk sağrı omur, bir omurun tüm özelliklerine sahip olduğu halde, geriye gidildikçe küçülür ve genel özelliklerinin bir kısmı kaybolur. Sadece sonuncusu bir omurun caudal ucunun gösterdiği özellikleri taşır.
 Genel görünüm itibariyle os sacrum bir üçgeni andırır. Bunun öndeki tabanına basis ossis sacri, arkaya bakan tepesine apex ossis sacri adı verilir.
 Sacrum’un önünde oldukça düzleşmiş bir caput vertabrae ile arkasında oldukça sığ bir fossa vertebrae yer alır.
 Caput vertebrae’nin cranioventralinde aşağı doğru uzanan düzensiz çıkıntıya promontorium denir.  Omurlarda gövdenin altında bulunan görülen crista ventralis bulunmaz. Bu nedenle facies pelvina düzdür.
 Equus’ta yatay, ruminant’larda özellikle bos’ta kemerleşmiş olan facies pelvina üzerinde linea transversae isimli enine çizgiler bulunur.
Proc. transversus’ların kaynaşmasıyla yan taraflarda oluşan bölüme pars lateralis denir. Bunun keskin olan yan kenarına crista sacralis lateralis, geniş olan ön bölümüne ala osis sacri (ala sacralis) denir.
 Ala sacralis’in üst ve arka kenarında leğen kemiği ile eklemleşmek için facies auricularis isimli pürtüklü bir yüz vardır.
Equide’lerde buna ilave olarak ala sacralis’in ön tarafında son bel omurunun proc. transversus’u ile eklemleşmek üzere bir eklem yüzü bulunur.
For. vertebrale laterale’ler biri üste açılan foramina sacralia dorsalia diğeri alta açılan foramina sacralia ventralia olmak üzere iki grup halinde dizilmişlerdir.
Arcus vertebra’lar birbiriyle kaynaşmıştır.
Proc. spinosus’lar sus dışındaki türlerde iyi gelişmiş equide’lerde kaideleri, ruminant’larda tamamı kaynaşmıştır. Bunun sonucu crista sacralis mediana isimli bir kemik pervazı meydana gelmiştir. Sadece ilk omurda proc. articularis cranialis ve sonuncuda proc. articularis caudalis bulunur. Bos’ta proc. articularis cranialis ve caudalis’ler birleşerek sağda ve solda crista sacralis intermedia isimli birer çıkıntı oluşmuştur.












Equus : Sacrum beş adet omurun birleşmesinden oluşmuştur. Facies pelvina düzdür. Ala sacralis’ler yere paralel, üzerlerinde yer alan facies auricularis’ler dorsal'e yöneliktir. Ala’larn ön kenarları son bel omurunun proc. transversus’ları için birer eklem yüzü taşırlar. Proc. spinosus’ların sadece kaideleri kaynaşmış, uçları serbesttir. 
 Ruminant : Bos ve capra’nın sacrumu beş, ovis’inki dört bazan üç veya beş omurun birleşmesinden oluşmuştur. Facies pelvina kanburdur. Ala sacralis’ler yere eğik, üzerinde yer alan facies auricularis’ler caudodorsal'e dönüktür. Proc. spinosus’lar birbirine kaynaşmış ve böylece crista sacralis media oluşmuştur. Proc. articularisler özellikle bos’ta crista sacralis intermedia oluşturacak şekilde birleşmişlerdir.
Sus : Sacrum 4 veya bazan 5 omurun birleşmesinden oluşur. Proc. spinosus’lar yok olmuştur. For. sacralia dorsalia’lar dikkati çekecek kadar geniştir. Ala sacralis’ler yere dik, facies auricularis laterale dönüktür.
   Carnivor : Sacrum üç omurun birleşmesinden meydana gelmiştir. Üstten bakıldığında kareye benzer. Proc. spinosus’lar küçük ve crista sacralis media halindedir. Ala’lar yere dik, facies auricularis’ler laterale bakarlar.




1- Proc. articularis cranialis 2- Caput vertebrae 3- Promontorium 4- Ala ossis sacri 5- For. sacralia ventralia; 6- Apex ossis sacri 7- Linea transversae



Ossa metacarpalia - metacarpus (Ön ayak tarak kemikleri) (İlknur DABANOĞLU) anlatımıyla..

Ossa metacarpalia - metacarpus (Ön ayak tarak kemikleri) 
• Tam olanlarda birbirine parelel dizilmiş beş kemikten oluşur.
 • Uzunluk, kalınlık ve sayıları türlere göre değişir.
 • İsimlendirilmeleri medial’den latera’le doğru ;
- Os metacarpale primum(Mc1 )
 - Os metacarpale secundum(Mc2 )
- Os metacarpale tertium(Mc3 )
- Os metacarpale quartum(Mc4 )
- Os metacarpale quintum (Mc5 ) olarak isimlendirilirler.
• İçlerinden en büyük ve güçlü olanına veya olanlarına temel tarak kemiği veya tarak kemikleri, diğerlerine tali tarak kemikleri denir.

Epiphysis proximalis;
• Basis metacarpalis denir ve üzerinde facies articularis isimli düz bir eklem yüzü bulunur.
• Yanlarında eklem bağlarının yapışması için girinti ve çıkıntılar ile komşu kemikler için eklem yüzleri yeralır.
 • Bazı türlerde ön ve iç yanda tuberositas osis metacarpalis denile bir tümseklik görülür.
  Corpus- diaphisis metacarpi; 
• Gövde uzun bir boru şeklindedir.
 • Faces dorsalis denen ön yüz yuvarlak, facies palmaris denen arka yüz oldukça düzdür.
• Bu iki yüz arasıdaki kenarlara margo lateralis ve medialis denir.
Epiphysis distalis; • Caput metacarpi de denir ve makara şeklindedir (trochlea metacarpi).
• Üzeri eklem yüzüyle kaplı ve ortasında verticilus denen dairesel bir kemik çıkıntısı bulunur.
 • Yanlarında eklem bağları için çukurlar ve çıkıntılar mevcuttur.


• Equus ; Temel kemik Mc3 , Mc1 ve Mc5 kaybolmuş, Mc2 ve Mc4 küçülmüş üst uçları kalın alt uçları kalınca küt kemik çubuklar halindedirler. Mc2 ve Mc4,, Mc3 ‘in medial ve lateral’inin arka taraflarına yapışıktırlar. Mc3 üzerinde tuberositas osis metacarpalis belirgindir.
  • Ruminant ; Mc3 ve Mc4 birleşerek temel kemiği oluşturmuşlardır. Mc1 ve Mc2 kaybolmuş, Mc5 ise çok küçülmüştür. Temel kemiğin ön yüzünde Mc3 ve Mc4 ‘in birleştiğini gösteren sulcus longitudinalis dorsalis isimli bir oluk ile proximal ve distal uçlarda kemiğin ön ve arka yüzlerini birleştiren canalis metacarpi proximalis ve distalis isimli birer kanal bulunur. Ayrıca alt uç incisura intertroclearis isimli bir çentikle ikiye ayrılmış dolayısıyla çift trochlea bulunur.
  • Sus : Daha uzun olan Mc3 ve Mc4 temel kemiklerdir. Mc1 kaybolmuş, Mc2 ve Mc5 daha kısa ve incedirler. Şekilleri silindiriktir. Verticulus’lar eklem yüzünü tam dolaşırlar. Temel kemiklerin üst uçlarında geriye yönelik birer çıkıntı bulunur.
  • Carnivor ; Mc3 ve Mc4 temel kemiklerdir. Mc1 çok küçülmüş, Mc2 ve Mc5 ikincil kemiktirler. Silindirik şekilidirler ve verticulus’lar eklem yüzlerinin gerisinde yer alırlar.

Skeleton (ossa) antebrachii (İlknur DABANOĞLU) anlatımıyla..

Ön ve içte bulunan radius ile arkada ve yanda bulunan ulna’dan oluşur. 
• Bu iki kemiğin arasındaki ilişkinin şekli elin-ayağın hareket kabiliyetiyle yakından ilişkilidir.
 • Equus, ruminant ve sus’ta kemikler birbiriyle hareket edemiyecek şekilde bağlantıdırlar. 
• Carnivor’larda iki kemik birbiriyle ekleşmiştir. 
• Radius ve ulna’sı birbiriyle sıkı şekilde bağlı olan equus, ruminant ve sus gibi hayvanlarda ön ayak bir eksen üzerinde sadece öne ve arkaya haraket eder. 
• Radius ve ulna’sı birbiriyle eklemleşmiş olan carnivor’larda ayak yan ve dönme hareketlerini yapabilir.
 • Başparmağın içe (pronation) ve dışa (supinatio) hareketi kedide %80, köpekte bundan daha azdır.
 • Equus, ruminant ve sus ayakları daimi olarak pronation vaziyetindedirler.
Radius (Ön kol kemiği) 
• Uzun kemikler grubundandır. 
• Epiphisis proximalis ve distalis olmak üzere iki ucu ve bunlar arasında bir corpus veya diaphysis’den oluşur. 
• Ulna’ya göre ön ve iç tarafta bulunur. 
• Sus dışındaki türlerde ulna’dan daha güçlüdür. 
• Öne doğru hafifçe kavislenmiştir. 
• Proximal ve distal uçlar eklem yüzleri taşırlar. 
• Ulna ile bağlantısı equide ve ruminat’larda kemiksel kaynaşma, sus’ta bağ doku aracılığı ile ve hareketsizdir. 
• Carnivor’larda ulna ile bağlantı alt ve üst uçlarında eklemler aracılığı ile sağlandığından ulna daha çok olmak üzere iki kemik arasında hareket vardır.
Epiphysis proximalis (üst uç) –Üst uç kalınlaşarak caput radii’yi(2) meydana getirmiştir. 
–Kemiğin corpus’u ile caput’u arasıda yanızca etçillerde görülen daralmaya collum radii (4) denir.
 –Capitis radii üzerinde trochlea humeri için fovea capitis radii (1) isimli bir eklem çukuru bulunur.
 –Fovea capitis radii ortasından geçen bir çıkıntıyla dışta dar içte geniş iki bölüme ayrılır.
 –Carnivor’larda bu eklem yüzlü saha kemiğin ulna’ya bakan tarafına da taşarak circumferentia articularis radii’yi oluşturmuştur. 
–Caput’un alt ve iç tarafında bulunan tümseklik tuberositas radii (3) adını alır.
Corpus radii – Hafifçe kamburlaşma gösterir.
– Facies caudalis denen arka yüz üzeri oldukça pürüzlü, 
– Buna karşılık facies cranialis denen ön yüz düzdür. 
– Bu iki yüzü birbirinden ayıran margo medialis ve lateralis isimli iç ve dış kenarlar küttür. 
 Epiphysis distalis • Alt uç genişleyerek makara şeklindeki trochlea radii yapar. 
• Caudal yanda trochlea radii’nin corpus’a bağlandığı yerde crista transversa isimli enlemesine bir çizgilenme oluşmuştur 
• Trochlea radii üzerindeki eklem yüzlerine facies articularis carpea adı verilir. 
• Alt ucun iç kenarında processus styloideus radii-medialis isimli bir çıkıntı uzanır. 
• Equde’lerde benzer şekilde dış kenarda da processus styloideus ulnae veya lateralis isimli bir çıkıntı yer alır. 
• Processus styloideus ulnae diğer türlerde ulna’ya aittir.
 • Sus ve carnivor’larda lateral tarafta ulna için incisura ulnaris isimli bir çukur bulunur.
 • Carnivor’larda incisura ulnari’in üzeri eklem yüzü ile kaplıdır.

Ulna (dirsek kemiği) • Uzun kemiler grubundandır. 
• Sus hariç radius’tan daha zayıftır. 
• Ruminant ve equide’de radius’un caudalateralinde bulunur. 
• Sus ve özellikle carnivor’larda üst ucu mediale doğru eğildiğinden radius ile çapraz durur.
 • Epiphisis proximalis, corpus- diaphisis ve epiphisis distalis olmak üzere üç kısımdan oluşur.
 • Radius ile arasında oluşan boşluğa spatium interosseum antebrachi denir.
 • Equide’lerde bu boşluk bir tanedir ve spatium interosseum antebrachi proximalis adını alır
 • Ruminant’larda iki tanedir ve spatium interosseum antebrachi proximalis ve distalis adını alırlar.

Ulna (Epiphysis proximalis) • Radius seviyesini aşarak geriye doğru olecranon (11) denen dirsek çıkıntısını oluşturmuştur. 
• Olecron’a önden ve bakıldığında mediali çukur, laterali dış bükey görünümlüdür. 
• Olecron’un ucundaki tümseğe tuber olecrani (12) denir. 
• Olecron’un aşağıya doğru inen ön kenarındaki sivri çıkıntı processus anconeus’tur (13).
 • Processus anconeus’tan aşağıya doğru gittikçe genişleyen, üzeri eklem yüzüyle kaplı yarım daire şeklindeki çentiklenmeye incisura trochlearis (14) denir.
 • İncisura trochlearis’den aşağıya doğru iç ve dış yanlara kalınlaşarak uzayan çıkıntılara processus coronoideus lateralis ve medialis denir. 
• Processus coronoideus lateralis ve medialis arasında aşağıya doru inen caput radi için oluşan çentiğe incisura radialis denir.
 • Carnivor’larda incisura radialis üzerinde eklem yüzü bulunur.
Corpus-diaphysis ulnae (gövde) • Gövde üç köşelidir ve bundan dolayı; Facies lateralis-medialis-cranialis olmak üzere üç yüzü, Margo lateralis- medialis-caudalis olmak üzere üç kenarı bulunur. • Distale doğru indikçeinselir ve öne doğru hafifçe kemerleşir. 
• Equide’lerde radius’un proximal üçte birinde biterken diğer türlerde radius’un distal ucuna kadar devam eder.
 • Eqide ve ruminant’larda radius’la kemiksel olarak kaynaşmış, sus’ta membrana inter ossea denilen bir bağ doku ile iki kemik birbirine bağlamışken carnivor’larda iki kemik arasında eklemsel bir bağlantı vardır.
 • Kemikler arasındaki spatium interosium antebrachi equus’ta tek, ruminant’larda çift spatium interosseum antebrachii proximale ve distale, susta dar ve tek carnivor’larda hareketin pozisyonuna göre değişik büyüklükte fakat genellikle dar olur.
Ulna (Epiphysis distalis) • Caput ulnae olarak ta bilinir.
 • Equus dışındaki türlerde aşağıya doğru processus styloideus ulnae -lateralis olarak uzamıştır.
 • Carnivur’larda içtaraftaki üzeri eklem yüzü ile kaplı kabarıklık circumferentia articularis adını alır. • Alt yüzünde bilek kemikleri ile eklemleşmek için facies articularis carpea isimli bir eklem yüzü bulunur.

• Equus: Ulna, radius'un 1/3'ünde bitmiş ve ona tamamen kaynaşmıştır. iksi arasında spatium interosseum antebrachii proximale bulunur. Tuber olecrani tek parçadır. Proc. styloideus lateralis ulna'ya ait olmakla beraber (embriyolojik olarak) radius'un dış çıkıntısı halindedir.
  • Ruminant: Gerek büyük gerekse küçük ruminant'ta ulna, radius'un distal'ine kadar uzamış ve onunla kaynaşmıştır. Aralarında spatium interosseum antebrachii proximale ve distale adı verilen iki aralık bulunur. Büyük ruminant'ta tuber olecrani bir çentikle önde ufak, arkada büyük iki parçaya ayrılmıştır. Küçük ruminant’larda ise tek parça halindedir. Proc. styloideus lateralis'i ulna yapmıştır. 
• Sus: Öbür hayvanların aksine, ulna radius'tan daha büyüktür. Ulna'nın kalınlığı alt ucunda bile değişmez. Ayrı kemikler olmakla beraber birbirleriyle oynamayacak şekilde, membrana interossea aracılığı ile birleşmişlerdir. Proc. styloideus lateralis'i ulna yapmıştır. Ulna öne doğru fazlaca kemerleşmiş durumdadır.
  • Carnivor: Ulna ve radius ayrı ayrı birer kemiktir ve birbiriyle üst ve alt uçlarında eklemleşmişlerdir. Tuber olecrani, iki tanesi önde sivri, bir tanesi geride büyük ve küt, üç adet çıkıntı taşır. Ulna'nın processus styloideus lateralis'i aşağı doğru uzamıştır. Radius'un alt ucunun dış tarafında ulna için, incisura ulnaris isimli bir oyukluk vardır. 

Scapula Humerus (ilknur DABANOĞLU) anlatımıyla sınav öncesi hazırlık ..

•Omuz kemerine ait bir kemiktir. •Evcil memelilerde ön bacağın ilk kemiğidir. •Vucudun dik eksenine 40º lik bir açıyla durmaktadır. •Şekil itibariyle tavanı sırta dönük bir üçgene benzer. •Bunun omurlara dönük üst yüzüne margo dorsalis(2), •Boyna dönük keskin ön yüzüne margo cranialis(6), •Geriye bakan küt yüzüne margo caudalis(12) denir. •Margo dorsalis’in margo cranialis ile birleştiği köşesine angulus cranialis(3), mago caudalis ile birleştiği köşesine angulus caudalis(2) denir. •Margo cranialis ve caudalis’in oluşturdukları eklem yüzü de taşıyan alt köşeye angulus ventralis(9) denir. •Margo cranialis, alt uca ulaşmadan yaptığı girintiye incisura scapulae denir. •Margo dorsalis üzerinde cartilago scapulae bir kıkırdak •Anguluc ventralis üzerinde cavitas glanoidale isimli bir eklem çukuru yer almıştır.
• Scapula’nın dış yüzüne facies lateralis, • Kaburgalara dönük yüzüne facies costalis denir. • Facies lateralis’i ikiye bölen kemik çıkıntısına spina scapulae (5) denir. • Spina’nın önünde kalan kısma fossa supra spinata (4), arkasında kalan kısma fossa infraspinata(13) denir. • Spina scapula’nın üzerindeki kabartıya tuber spina scapulae, alt uyunda bazı türlerda görülen çıkıntıya acromion(7) denir. • Acromion canis’te çengel gibi uzayarak proc. hamatus’a dönüşürken kedide geriye doğru yönelik bir proc. supra- hamatus’u yapmıştır. • Alt kısmında, angulus ventralis’e geçmeden önceki daralmaya collum scapulae denir. • Angulus ventralis’de yer alan cavitas glonoidale’nin iç kenarı equus’ta incisura glanoidalis isimli bir çentikle bölünmüştür. • Cavitas glanoidale’nin üst ve ön kenarındaki yumrunun ismi tuberculum supraglanoidale ve bunun iç yüzündeki çıkıntının ismi proc. coracoideus’tur. • Carnivorlarda bunun aksi tarafında görülen ikici çıkıntının ismi tuberculum infraglanoidale’dir
• Facies costalis scapula’nın kaburgalara dönük iç yüzüdür. • Bunun ortasındaki çukura fossa subscapularis, • Üst köşelerindeki üçgensel kas yapışma yüzeylerine facies serrata adı verilir.
Equus : •Spina scapula alçak başlar, yükselir, tekrar alçalarak alt uçta sonlanır. •Spina’nın üzerinde tuber spinae scapulae vardır ve geriye doğru biraz taşmıştır. •Kemiğin dış yüzü spina scapulae tarafından 1/3'ü fossa supraspinata, 2/3'ü fossa infraspinata olacak şekilde bölünmüştür. •Cartilago scapulae yassı ve geniştir. •Eklem yüzünün ön ve iç tarafında incisura glenoidalis isimli bir eklem yarığı bulunur. Ruminant : •Spina scapulae alçak başlar, yükselir ve acromion'la son bulur. •Kemiğin dış yüzü spina tarafından 1/4'ü fossa supraspinata, 3/4'ü fossa infraspinata olacak şekilde ikiye bölünmüştür. • Cartilago scapulae geniştir.Sus : • Spina capulae alçak başlar, yükselir ve geriye dönük, büyük bir tuber spinae scapulae yaptıktan sonra tekrar alçalarak biter. • Fossa infraspinata fossa supraspinata'dan daha enlidir. • Cartilago scapulae geniştir. Carnivor : • Canis’te spina scapulae alçak başlar, yükselir ve alt uçta aşağı doğru uzayan, processus hamatus isimli bir çıkıntıyla biter. • Felis'te burada geriye yönelik processus suprahamatus isimli ikinci bir çıkıntı görülür. • Spina dış yüzü eşit olarak ikiye böler. • Cartilago scapulae ip gibi incedir.





Humerus (kol veya pazu kemiği) •Kolun (brachiuum) temelini oluşturan uzun bir kemiktir. •Epiphisis proximalis, diaphisis (corpus) ve epiphisis distalis olmak üzere üç kısımdan oluşur. •Proximalindeki scapula ile caudale açık, distalindeki antebrachiım ile craniale açık takriben •125˚ lik bir açı yapacak şekilde bacağın dikey eksenine eğri durur.

• Scapula ile eklemleşen geriye yönelik yuvarlak ucuna caput humeri(1) denir. • Caputun arka ve alt tarafındaki daralmış bölüm collum humeri (6) dir. • Caput’un ön ve dış tarafındaki büyük çıkıntı tuberculum majus (2,2’), • ön ve iç tarafındaki daha küçük çıkıntı tuberculum minus (5) adını alır. • Bu iki çıkıntı arasında bulunan oluk sulcus intertubercularis (4) adını alır. • Sulcu içinde özellikle equide’de belirgin olan yumrulanmaya tuberculum intermedium (3) adı verilir. • Felis dışındaki türlerde tuberculum majus bir çentikle pars cranialis (2) ve caudalis (2’) diye ikiye ayrılmıştır. • Equus ve ruminant’larda aynı bölünme tuberculum minus içinde geçerlidir. • Tuberculum majus’un dış tarafında facies musculi infra spinati (7) isimli bir kas yapışma yüzeyi yer almıştır
• Genel görünüm olarak silindirik olmasına rağmen bu özelliği yukardan aşağıya doğru inen uzunlamasına kemik çıkıntıları ve kabartıları ile bozulmuştur. • Carnivor’larda tuberculum minus’tan aşağı doğru inen çizgi crista tuberculi minoris’tir. • Equus ve ruminant’ta crista yerinde tuberositas teres isimli bir yumru bulunur. • Tuberculum majus’tan aşağı inen uzunlamasına çıkıntı crista tuberculi majoris(8) veya crista humeri olarak bilinir. • Crista humeri’nin üzerindeki küt çıkıntı tuberositas deltoidea’dır(10). • Tuberositas deltoidea’dan tuberculum majus’a doğru uzanan çizgi crista anconea(9) veya linea musculi tricipitis ve bunun üstündeki pürüzlü saha facies teres’dir

• Distal ucun lateralinden corpus’a doğru uzanan kemik çıkıntısı crista epicondylus lateralis(12) adını alır. • Corpusun yan yüzünde sınırlarını Crista humeri ile crista epicondylus lateralis’in çizdiği spiral oluğa sulcus musculi brachialis veya spiralis(11) denir.

• Condylus humeri lateralis (15) ve medialis isimli iki yumrunun birleşmesinden oluşan alt uca troclea humeri denir. • Trochlea’nın caudalindeki pürtüklü kas yapışma çıkıntılarına epicondylus lateralis (12) ve medialis denir. • Caudal yanda iki condylus arasındaki derin çukurluğa fossa olecrani denir. • Trochlea humeri’nin ön ucunda yer alan çukurluğa fossa radialis (14) denir. • Canis’te bu iki fossa birleşerek for. supratrochleare (14’) isimli bir delik oluşturmuşlardır. • Felis’te epicondylus medialis’in proximalinde yeralan deliğe foramen supracondylare adı verilir.

•Equus: Tuberculum majus ve caput humeri aynı hizadadır. Sulcus intertubercularis'i iki oluğa ayıran tuberculum intermedium isimli kuvvetli bir kemik çıkıntısı bulunur. •Ruminant: Tuberculum majus çok büyük olup, caput humeri düzeyini oldukça aşmış ve sulcus intertubercularis'e doğru uzanmıştır. •Sus: Tuberculum majus, sulcus intertubercularis'i delik haline getirecek şekilde onun üzerine doğru bükülmüştür. Sulcus intertubercularis kemiğin medial yüzüne kaymıştır. Bazen foramen supratrochleare bulunabilir. •Carnivor: Boyu küçük ruminant’lara göre nisbi olarak daha uzundur. Canis'te foramen supratrochleare vardır. Felis'te ise bu delik bulunmaz. Ancak felis'te epicondylus medialis'in üzerinde foramen supracondylare vardır. 




30 Mart 2015 Pazartesi

Organa Genitalia Feminina (başka kaynak )


Cor (KALP)


Pulmones (AKCİĞER)


Ren (BÖBREK)


organa genitalia masculina (erkek üreme organı)


organa genitalia feminina dişi üreme organları